TBMM Genel Kurulu’nda “6 yaşındaki kız çocuğuna yönelik istismar iddiası” tartışması
AK Parti Küme Başkan Yardımcısı Bülent Turan, 6 yaşındaki kız çocuğuna tacizde bulunulduğu tezi üzerine, “Uygulamada bir kusuru, eksik, yanlış, kör olan varsa gereğini yapalım” dedi. söz konusu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçeleri hakkında yaptığı toplantıda ‘6 yaşındaki kız çocuğuna istismar iddiası’ tartışması gündeme geldi. yer.
Söz alan CHP Küme Başkan Yardımcısı Engin Özkoç, Genel Lider Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Adalet Bakanlığı’na yürüdüklerini ve bu ülkenin çocukları, kadınları, gençleri ve insanları için adalet istediklerini belirtti.
Oyuncakla gelinliğe getirilen 6 yaşındaki kız çocuğu hakkında iddiaların bulunduğunu kaydeden Özkoç, şunları kaydetti:
“Delil, ses kaydı, detaylı sözler ve fotoğraflar var. Ancak iddianame iki yılda hazırlanıyor ve tek bir tutuklu yok. Kız çocuklarını öldürenler serbest, kadın sığınma evlerinde çocuğuyla birlikte saklanıyor, adalet mi? Hepimizi yaralayan bu acıdan başka bir şey değil.”Bu bir kızın hikayesi değil, adaleti bozulmuş bir sistemin meselesi. 6 yaşında bir çocuk tecavüze uğruyor. Kimse görmüyor, duymuyor, bilmiyor. Sistemi değiştirip adaleti tesis etmeliyiz. Bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağız.”
“Hesap sorulmalı”
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, bu tür olayların “sapık, ahlak dışı” olduğunu, yapan, yaptıran, göz yuman herkesin hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Bu konuyu birlikte takip edeceklerini ifade eden Turan, şöyle devam etti:
“İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava görülmeye başlandığı için, Adalet Bakanlığı davanın tarafıdır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı devreye girmiştir. Mağdur olan kızımız, hastaneye götürülen bir şahıstır. Kadın sığınma evlerinde eğitimin başladığı ve bakanlığımızca koruma altına alındığını belirterek, “Hiçbir şey yapmadık” dedi.
“AK Parti suçu örtbas ediyor” gibi bir suçlamayı kabul etmediklerini ve bunun “utanmazca bir suçlama” olduğunu belirten Turan, “‘Hakim olsam elimdeki bilgilerle onları tutuklardım’ diyorum. Şimdi görüyorum ama birincisi ben yargıç değilim, ikincisi dosyaya, basına tam hakim değiliz Konuşulan kadarını biliyoruz bu Meclis’e yakışan dil birlikte iş yapmak, ne gerekiyorsa yapmaktır. yanılgıya düşen herkese karşı gereklidir.Ancak bundan yola çıkarak çok farklı topluluklar güzel insanlar Milli Eğitim Bakanlığımızla anlaşmaya varan bazı vakıf ve dernekler hepsi taciz ediyor tecavüzcü olarak boy gösteriyor en çok tacizcilere fayda sağlar.” ifadelerini kullandı.
“Bu Parlamentonun bundan daha önemli bir görevi yok”
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın bazı cemaat ve tarikatlarla sözleşmeler imzaladığını öne sürerek, “İsmailağa cemaati, Hiranur Vakfı ile ilgili bir işlem var mı?” soruyu yöneltti.
Beştaş, “Bu TBMM’nin bundan daha değerli bir misyonu yok. Bizim daha değerli bir misyonumuz yok. Madem çocuklarımıza saldıranların peşine düşmüyoruz, topluma sahip çıkmayacaksak niye varız?” siyaset mi var bu siyaset yerle bir olsun.” söz konusu.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta da çok vahim bir durumla karşı karşıya kaldıklarını, basına yansımasaydı bu konunun üstünün kapatılacağını iddia ederek, şöyle devam etti:
“Uzun zaman oldu, bakanlık ve devlet kurumları bunun farkında ama gözaltında yargılanan tek bir kişi yok. Böyle bir durumu kabul etmek mümkün değil. Şiddet övülür, mafya tehditleri her yerdedir, hukuk sistemidir.” Ak Parti’nin hukuk sistemi çalışmıyor, hukuku nasıl yok ettiğini, hukuku işlemez hale getirdiğini çok net görüyoruz, AK Parti’nin hataları ve yanlışı savunma biçimleri de yapanlara gönül veriyor. Bu tür suçlardan bir an önce uzaklaşmak lazım, bunları kınamak yetmez.Devletin sistemi.Devletin ceza kanunları var, infazı lazım.”
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Meclis’teki tüm siyasi partilerin konuyla ilgili aynı hassasiyeti gösterdiğine ancak konunun sosyal medyada farklı yerlere taşındığına dikkat çekti.
Bülbül, “Dijitalleşen çağda sorun öyle kutuplaştırılarak anlatılıyor ki sanki din kesimleri, bu sorunların üstünü örtmeye çalışanlar, saklamaya çalışanlar, ‘neyse artık’ diyenler sahnesi var. Bu konuda gereğinin yapılması gerekir’ bu tablo büyük bir haksızlıktır.” Bunun kaybı maalesef en çok dindarlarımızın başına geliyor. Bu noktada çok dikkatli olmamız gerekiyor. O dindarların üzerine çıkıp İslam’ı tartışılır hale getirmek de büyük tehlike ve meşakkattir.” değerlendirmesini yaptı.